27 Şubat 2010 Cumartesi

YENİ DOĞAN VE EV HAYVANLARI

Bebeğiniz yeni doğdu ise,ev hayvanı satın almayın.Zaten mevcut ev hayvanınız var ise şunlara dikkat etmelisiniz.
Bebek doğmadan önce,bir veterinerin,hayvanı muayene etmesini sağlayın.Hayvanınızın gerekli aşıları olduğundan,düzenli bir biçimde parazitlerden temizlendiğinden ve pireli olmadığından emin olunuz.
kedi kumu kabını eldivenle temizleyin.

Bir köpeğiniz var ise bebeğinizin yüzünü yalamasına izin vermeyiniz.

Kediniz var ise,bebeğinizin beşik ve çocuk arabası için tül alın.Kedinin çocuğun yanına yatmamasına dikkat edin.

Ev hayvanınızın bebeğinizi kıskandığını hissediyorsanız,onları kesinlikle başbaşa bırakmayın.

YENİ DOĞANA KARŞI KARDEŞ KISKANÇLIĞI

Küçük bir çocuğunuz varsa, onu hamileliğiniz boyunca bebeğin gelişine hazırlamalısınız.Ne yazık ki ne kadar hazırlarsanız hazırlayın sevinçli ve şefkatli görünse bile,kıskanır.Benim evimdeki kedilerim, yazı yazarken bilgisayarımı bile kıskanıp klavyenin üzerine oturuyorlar ya da yemek yaparken mutfak paspasının üzerine yatıp mutlaka ayaklarıma sürünüyorlar. O yüzden çocukların kardeş kıskançlığı konusunda onlarla empati kurabiliyorum.Kıskanan çocuklar daha çocuksu davranır,çok şey ister,yapışkan ya da itici davranırsa hiç şaşırmayın,anlayış gösterin.Kıskançlık tüm canlıların doğasında var.Hele çocuklar Dünyanın merkezi olmaya bayılırlar.
Neler yapabileceğimize hep birlikte bir göz atalım.

Burada ilk anda çocuğu dengeleme olayı babaya düşmekte.Annenin hamileliği boyunca bir kardeşi olacağı ve çocuğun da ona abilik ya da ablalık yapacağı,anne baba kadar onun da yeni doğan kardeşi için sorumluluk ve yakınlık hissetmesi,sizin yaklaşımlarınız sayesinde sağlanmış olur.Doğum anında kardeşin de bebeği beklemesi ve anne baba ile birlikte onu ilk defa görme heyecanını yaşaması, sahiplenmesi açısından daha kolaydır diye düşünüyorum.Günümüzde yakın zamana kadar tıbbi otoriteler hep çocuğu, bebeği her şey olup bittikten sonra tanıştırmaya programlanmışlardı.Çocuk ne kadar hazır olursa olsun bir anda hastanede ya da evde anne babayı kucağında yeni bir kardeşle görmesi kıskançlık duygusunu arttıracaktır,fotoğraf karesi birdenbire değişmiştir.
Ziyaretçilerinizden bebeğin önünde çocuğunuzu sevmesini ve ilgi göstermesini isteyin.
Çocuğunuza onu sevdiğinize dair ek ilgi ve güven gösterin.
İsterse bebek için yardımcı olmasına izin verin.Ancak bunu olgunluk belirtisi değil de angarya olarak görüyorsa,onu zorlamayın.
Olgunluğunu çeşitli davranışlarla destekleyin,örneğin oyun grubuna girmek için kendisinin karar vermesine izin verin,öğle yemeği için seçim yaptırın,ne giyeceğine kendisi karar versin.
Bu arada kıskançlığın normal bir olgu olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

25 Şubat 2010 Perşembe

GEBELİKTE VÜCUTTA OLUŞAN FİZİKSEL DEĞİŞİKLİKLER

GÖĞÜSLERDEKİ DEĞİŞİKLİKLER
Göğüslerdeki değişiklikler ,gebeliğin ilk günlerinde başlar ve 6.-8. haftalarda,göğüsleriniz farkedilir bir biçimde büyür.Meme uçlarınız,areola(meme uçları etrafındaki kahverengi deri halkaları)daha da koyulaşır ve yüzeye yakın damarlar büyür.Artmış progesteron göğüslerinizin dolgunlaşmasına sebep olur,gerginlikle birlikte bazen karıncalandığını hissedebilirsiniz.
12. ve 14. haftaya kadar göğüsleriniz kolostrum (doğumdan hemen sonra ilk birkaç gün bebeğinizi besleyecek,bağışık maddeler içeren süte benzer sıvı)üretmeye başlayabilir.
Göğüsleriniz büyürken,geniş askılı,ortopedik bir sutyen kullanın.süt salgılanması için de göğüs pedleri kullanın.

NEFES ALAMAMA
Bebeğiniz büyüyüp,daha çok yer kapladığında,nefessiz kalabilirsiniz.Çünkü;akciğerleriniz genişlemek için yer bulamaz.Bebeğinizin başı doğum kanalına yerleştiğinde daha iyi hissedersiniz.
Sorunu hafifletmek için,mümkün olduğunca dik oturun ya da dik durun ve yatakta destekli yatın.

DERİDEKİ DEĞİŞİKLİKLER
Değişen hormon seviyeleri,bazı deri değişikliklerine sebep olur.Bunlar,cilt yüzeyinde kahverengi,düz olmayan lekeleri(kloazma denilen)kapsar.Göğüslerde,göbekte ve baldırlarda ince çizgiler ve göbeğin üstünden aşağısına kadar dikey kahverengi çizgi,yüzde lekelenme biçiminde olabilir.Bu çizgi,kloazma işaretleri,güneşte daha da kötüleşir,ancak gebelikten sonra yok olur.Gergin işaretler gümişi bir cilt çatlağı halini alır ve hiç bir zaman kaybolmazlar.Birçok sağlık profesyoneli,kremlerle bunun önlenmesinin mümkün olmadığı konusunda hemfikirdirler,ancak derinizin üstüne iyi bir nemlendirici krem ya da yağı masaj yapar gibi sürmekten hoşlanabilirsiniz,genel cilt bakımınızı yapmış olursunuz.

KİLO ARTIŞI
Gebelik sırasında kadınların aldığı kilo miktarı değişiktir,ancak birçoğu yaklaşık 10-13.5 kg alır.Gebelik başlangıcından itibaren kilo almaya başlarsınız,ancak kiloların çoğu gebeliğin ikinci yarısından itibaren birikmeye başlar.Kilo kontrolü için doktorunuzun uygun gördüğü bir beslenme düzenini benimsemeli yada bir diyetisyenle işbirliği yapıp hamile diyet programı oluşturmalısınız.

GEBELİK VE HATIRLATMALAR

GEBE KALMAYA ÇALIŞIRKEN

Gebe kalmayı planlamadan önceki ilk üç ayda ve gebeliğin ilk 12 haftasında,her gün ek folik asit alın(en az 400 mikrogram/0,4 mg).

Kızamıkçık ve suçiçeğine bağışıklığınızın olup olmadığını denetleyin.

Genetik tarama ya da başka testlerin gerekip gerekmediği hakkında doktorunuzdan öneri isteyin.

Sigara içmeyi ve eğlence amaçlı ilaçları kesin ve alkol alımınızı azaltın.

GEBE KALDIĞINIZDA

Alkolden kaçının ya da alkol alımınızı ciddi şekilde kısıtlayın.

Sigara içmeyin ve sigara içilen mekanlardan uzak durun.

Röntgen çektirecekseniz, teknisyene hamile olduğunuzu mutlaka söyleyin.

Reçetesiz ilaç,vitamin ya da mineral katkısı,bitki tedavileri ya da doğal olmayan tatlandırıcı ve boyalar içeren bitki çayları almayın.

Bulaşıcı hastalığı olan insanlarla temastan kaçının.

Kimyasallar,kurşun boya ve başka toksik madde ile temastan kaçının;klor içeren temizleyicilerle amonyak içeren temizleyicileri karıştırmayın ve mümkünse hiç kullanmayın.

Kedi kumu temizlerken ya da bahçe işi yaparken eldiven kullanın.

Dengeli bir diyetle beslenin.Besinleri saklar ya da hazırlarken daha fazla özen gösterin.

Sebze ve meyveleri iyice yıkayın.Üzerinde tarım ilacı artığı riski olmayan organik gıdalar kullanmayı tercih edin.

Çiğ ya da az pişmiş yumurta yemekten kaçının.

Tavuk vb. kümes hayvanlarını tüketirken özel çiftlik ürünü olanları tercih edin.Çiftlik olmayanlarda koruyucu olarak antibiyotik kullanılmakta,kesimden 3 gün önce antibiyotikler normalde kesiliyor fakat riske etmemekte fayda var.

Sakatat yemekten kaçının.Deli dana ya da diğer paraziter hastalıklara karşı.

Küflü peynir yemeyin(rokfor vb.)

Kullanım süresi geçmiş besinleri yemeyin.

Şekerli,karbonatlı içecek ve kafein alımınızı azaltın.

Araba ile seyahat ederken doğru,tam uyan bir emniyet kemeri takın.

Kendinizi iyi hissetmiyorsanız,gebeliğiniz doğrulandıktan sonra kanama başlarsa,uzun süreli ya da ciddi gebelik hastalığı şikayetiniz varsa ya da herhangi bir şeyden endişelenirseniz doktorunuza danışın.

GEBELİK BELİRTİLERİ

Hamile olduğunuzu belirten birçok işaret ve belirti vardır.İlk olarak hepsini birden farkedemiyebilir ya da kendinizi farklı hissettiğiniz için hamile olduğunuzu düşünebilirsiniz.Kaçırılmış bir adet özellikle de adetleriniz genellikle düzenli ise en belirgin işarettir.
İHTİMALİ GEBELİK BELİRTİLERİ
Kokulara Duyarlılık:Sigara dumanı ya da bazı besinler gibi güçlü kokulara duyarlılığınız artmış olabilir.Bunlar kendinizi hasta hissetmenize sebep olabilir.

Göğüste Değişiklikler:Yüksek progesteron seviyesi göğüslerinizi ağır ve yumuşak hissetmenize sebep olabilir.Meme uçlarınız biraz koyulaşabilir.

Gecikmiş Adet

Sık İdrara Çıkma Gereksinimi:Bu,hormonlar nedeni ile vücutta artmış sıvıyla ve idrar artışı ile birlikte mesane kaslarının gevşemesinden dolayıdır.

Yorgunluk:Hızlı büyüyen plesanta ve ceninden dolayı yorgunluk hissi oluşur.

Tat Değişikliği:Hormon değişiklikleri bazı besinleri lezzetsiz yapabilir ya da ağızda metalik bir tat bırakabilir.Bazı besinleri yemeyi de çok isteyebilirsiniz.Halk tabiri ile aşerebilirsiniz.

Sabah Hastalığı:HCG hormonunun(gebelik Hormonu)yüksek seviyelere çıkması mide asidinin çoğalmasına ve kokulara duyarlılığın artmasına,mide bulantısı ve kusmaya neden olabilir.

Vajinal Akıntı Artışı:Bu,hormonal değişikliklerden kaynaklanır.

DIŞ GEBELİK ( Ektopik Gebelik)

Dış gebelik;zigot'un (döllenmiş yumurta)uterus kavitesinin (rahim içi) dışında bir yere implante olmasıdır(yerleşmesidir).
Dış gebelik genellikle yumurtalıklarda,karın içi boşlukta ve fallop tüplerinde (rahim ile yumurtalık arasındaki tüp geçit)görülür.
Fallop tüplerinde görülme sıklığı diğerlerine göre daha fazladır.Daha önce geçirilen enfeksiyonlar ve operasyonlar nedeni ile fallop tüplerinde yapışıklık olması,tüplerde doğuştan bozukluklar ya da kas spazmları döllenmiş yumurtanın rahim içine inerek yerleşmesine engel olur.
BELİRTİLER
Ereken gebelik belirtileri mevcuttur(adet görmeme,bulantı vb.)
Bulantı-kusma
Düzensiz damla şeklinde kanama
vajinal hassasiyet
Pelviste(kalça kemiği hizasında olan bölüm)kitle
Yüksek ateş
Omuz ağrısı;karın boşluğunda oluşan dış gebeliklerde rüptür(yırtılma)meydana gelmiş ise.
Rüptür oluşmuş ise buna bağlı olarak kanama,kanamaya bağlı olarak da kan değerlerinde ve basıncında düşme meydana gelir.
Fallop tüplerindeki gebeliklerde tüplerin aşırı gerilmesi ile rüptür oluşur.
Karın alt bölgesindeki tek taraflı ağrı.Rüptür esnasında şiddetli bir ağrı haline gelir.
belirtiler çoğunlukla apandisit ile karıştırılır.

DIŞ GEBELİKTE TEDAVİ
Dış gebeliklerde rüptür olma olasılığı yüksektir ve genellikle hastalar şiddetli ağrı ile rüptüre vaziyette hastaneye gelir.Kan kaybı ve diğer sağlık problemlerini kontrol altına almak ve hastayı acilen opere etmek çok önemlidir.Kan kaybı nedeni ile hastaya taze kan vermek gerekebilir.
Riüptür fallop tüplerinden birinde meydana gelmiş ise rüptür olan tüpün çıkarılması gerekir.Tüplerden birisi çıkarıldığı için kadın normal yoola hamile kalma yeteneğinin yarısın kaybeder.Psikolojik olarak destek olmalı ve doğurganlık yeteneğinin yarısını kaybetmenin tamamını kaybetmekle eşdeğer olmadığı anlatılmalıdır.Ayrıca günümüzde gelişen tüp bebek,mikroenjeksiyon gibi gelişmiş yöntemler sayesinde çok kolay bir şekilde hamile kalabileceği ifade edilebilir.

ASPİRİN ZEHİRLENMESİ

Aspirin zehirlenmesinin ilk belirtileri,kulak çınlaması ve şiddetli baş ağrısıdır.Bu durumda tedavinin hemen kesilmesi gerekir.Zehirlenmeler daha çok aspirine duyarlı kişilerde veya yüksek dozda alındığında meydana gelir.Aspirin zehirlenmesi ile birlikte karaciğer enzimlerinde bozukluk,böbrek yetmezliği ve solunum güçlüğü çekilir.hemen takip edilmediği takdirde,kişiyi komaya götürerek ölümlere yol açabilir.

ASPİRİN ALIRKEN.......

1:Aspirini tok karnına ve en az bir bardak su ile alınız.

2:Aspirin virütik enfeksiyonlu çocuklara,doktora danışmadan verilmez.Yapılan araştırmalar,çocuklarda aspirin kullanımı ile ''Reye sendromu''oluşumu arasında istatiksel olarak sıkı bir ilişki olduğunu göstermektedir.

3:Aspirini yüksek dozda uzun sürelerle kullanıyorsanız doktor kontrolüne sık sık gitmeniz gerekir.

4:Aspirinde sirke kokusu varsa bozuk demektir.Böyle tabletleri kullanmayınız ve atınız,ayrıca kullanma tarihi sona eren ilaçları da kullanmayıp atınız.

5:Aspirin çocuklardan kesinlikle uzak tutulmalıdır.Yüksek dozda aspirin çocuklarda çok tehlikeli zehirlenmelere sebep olur.

6:Aspirin kutularını ısı,nem ve doğrudan ışıktan uzak tutunuz.Bunar tabletlerin bozulmasına sebep olur.

7:Diabetli hastalar(şeker hastası)yüksek dozda(günde en az 8 tablet)aspirin kullanıyorsa idrarda şeker testi yanlış sonuç verir.(Günümüzde gelişen ilaç sektörü sayesinde yüksek dozda aspirin alımına genellikle ihtiyaç duyulmamaktadır çünkü;farklı etken madde içeren ilaçlar üretilmiştir)

8:Eğer bir ameliyat geçirecekseniz(diş müdahaleleri dahil)en az 5 gün önceden aspirin almayı kesiniz.aksi halde ameliyatta ya da sonrasında kanama problemi ile karşılaşabilirsiniz.

9:Aspirini alkol ile birlikte almayınız.Bu durumda kanama gibi mide problemi olasılığı daha fazladır.

10:Yüksek dozda aspirin,C vitaminin idrar ile atımını arttırmaktadır.Bu nedenle bazı doktorlar yüksek doz aspirin tedavisi sırasında ayrıca C vitamini verilmesini önerirler.

11:Astımlı hastalarda aspirin bronşlarda aşırı duyarlılığa neden olarak krize yol açabileceğinden bu konuda doktorunuza danışınız.

12:peptik ülseriniz var ise ülseriniz ağırlaşabilir,mide kanama riski de aspirin ile artar.

13:Gebelerin son 3.trimesterde (son 3 ay)aspirin kullanmaları tavsiye edilmez.Gebeler doğumdan birkaç gün önce aspirin almışlar ise doğum ve doğum sonu kanamaları artabilir.

14:Aynı şekilde bebek emziren annelerin aspirin kullanmaları genellikle önerilmez.süte geçen aspirin bebeğin midesine hidroliz olarak bağırsaktan absorbe olabilir.Yükek dozda ise bebekte asidoz gelişebilir.

23 Şubat 2010 Salı

Vücudumuzun da Eşref Saati Var

ORGANLARIN ÇALIŞMASINA GÖRE İYİ SAATLER

Vücudumuzda her organ günün her saatinde aynı verimlilikle çalışmaz.Organların gün boyunca iyi çalıştıkları saatlerin bilinmesi ve ona göre davranılması vücut sağlığını olumlu etkileyen etmenlerin başında gelir.Halk dilinde bu biyolojik olgu eşref saat olarak nitelendirilir.
Eşref saat,bir şeylerin iyi yapılabilmesi için vücut işleyişinin uygun olduğu saatlerdir.Bünyenin farklı olaylara göre biyolojik ritmini ayarlaması yani o olaya konsantre olması saatlere göre değişir.Bu yüzden her şeyi yapmanın ayrı bir saati vardır.Eşref saat olgusunu organların işleyeşine göre günün saatlerini ele alarak anlatabileceğimiz gibi,bir de faaliyet çeşitleri için uygun olan saatleri inceleyerek anlatabiliriz.
Organların Çalışmasına Göre İyi Saatler

Sabah:6.00:Bu saatte uykuda olsanız bile vücudunuz uyanıktır.Hormon salgılaması harekete geçer.Yataktan kalkmanız gerekiyorsa birden değil yavaş yavaş kalkmalısınız.

Sabah:7.00:Bu ve bundan sonra gelen iki saatte kalp atışları hızlanır,vücut ısısı yükselir,stres olsun veya olmasın stres hormonları üretilir.Aynı zamanda testestoron ve östrojen harekete geçer,seks için uygun bir saattir.
Kalp damar ve yüksek tansiyon problemi olanlar için bu saat riskli bir saattir.

Sabah:8.00:Sigara içenler ve kolestrolü sürekli yüksek olanlar için bu saat enfarktüs ve felç için riski olan bir saattir.

Sabah:9.00:Kalp damar hastaları için riskli saat.
İnsanın özümleyici düşünce yeteneği bu saatte artar.

Sabah:10.00:Beynin kavrama,anlama,bölümleri çok dinç ve canlıdır.Öğrenme ve sorunları kolaylıkla çözme saati.Dikkat ve bilinç düzeyi yüksektir.Kollar bu saatte çok güçlüdür

Sabah:11.00:Vücudun yağ yakma potansiyeli maksimum düzeydedir.

Öğle:12.00:Mola zamanı duygusudur çünkü;mideniz hararetli bir şekilde asit üretmeye başlar öğle yemeği için en uygun zamandır.

Öğle:13.00:Sindirim saatidir.Gastrit asit miktarı en yüksek seviyeye ulaşır.

Saat 13.00- 15.00 arası:Uyku saati.Öğle yemeğini yiyin ya da yemeyin,bu saatlerde kendinizi yorgun hissedersiniz.10 dakika süreyle hiç bir şey düşünmeyin ve gözleriniziz kapatarak rahatlayın.Bu ufak hileyle verimlilik yeteneğiniz iki,üç kat artmış olur.
Öğle:14.00:Vücudun elektostatik yüklenmesi özellikle bu saatte azdır.Saç iyi şekil alır.
Öğle:15.00:Yine bir hareketlilik başlar,zekanız açılır,öğleden önceki süratli tempoya karşın bu saatte sabır isteyen işler için zindeleşirsiniz.

Saat 15-16 Arası:Öğrenme devresi.Bu saatlerde zihin açıklığı en üst düzeydedir.Bellek sabah 9'da olduğundan % 10 daha iyi çalışır.Ellerimizi de en iyi bu saat dilimi arasında kullanırız.

Akşam 16.00:Adale kuvveti,hareketliliği,dolaşım aktivitesi çok fazladır bu saatte ve vücut hareket ister.
Aynı zamanda ruh halinin kötü olduğu saatlerdir.Saat 16'ya doğru moral bozukluğu doruk noktasındadır.saat 17'den sonra moral yavaş yavaş düzelmeye başlar.

Saat 16-17 arası:Kavga saatleri çelişkilerin üstesinden gelmek için en uygun saatlerdir.
Akciğer kapasitesi ve çalışması bu saatlerde en üst seviyededir.

Akşam:17.00:El hünerleri bu saat en üst düzeydedir.Kelimeleri kullanma becerisi de öyle.Otoriteleri,komşuları veye tanıdıkları fikrinize ortak etmek,onları buna inandırmak istiyorsanız bu saatte yapın.
Bu saatler maket yapmak için de elverişlidir,tabii ki bilgisayar vs.. de bu saatte daha verimli kullanılabilir.

Saat 18.00:Tat alma ve koku duyusu üst seviyededir,akşam yemeği için uygun saat fakat bu saatlerde metabolizma yavaşlar yediğiniz yemekler kolayca yağa dönüşebilir hafif yemekte fayda var.

Akşam 19.00:Cilt toleransı yüksektir SPA ve cilt bakılmı için en uydun zamandır.

Gece 2o.oo:Refleksler zayıflar,yanlızlık duygusu artar,dinlenme zamanıdır.

Gece 21.00:Beyin uyku hormonu salgılamaya başlar.Vücut ısısı ve metabolizmanın hareketlilik oranı düşer,bu saatlerde yenen yiyecekler hazmedilmeden midede kalır.Yanlızlığa tahammül bu saatlerde zordur.

Gece 22.00:Bağışıklık sistemi maksimum düzeyde çalışır.

Gece 23.00:Hayal kurma saati.İnsanın aklına yaratıcı düşünceler gelir fakat fikirler havada uçuştuğu için uygulamaya konması zordur.

Gece 23-01 arası:Dahilik saatleridir.Gece geç yatanlar için yaratıcılık ortalamanın üstündedir.

Gece 24.00:Depresyon saati.Sabaha kadar tepki süresi iyice yavaşlar,hassasiyet azalır,verimlilikte azalır.Bu saatte uyanık kalan insan korkularla ve depresyonla karşı karşıya kalır.En iyi çare uyumaktır.

Gece 01:Doğumlar genellikle gece yarısı ile sabah 4 arasında olur.

Gece 02-03-04:Hata ve kaza yapma saati.Gece çalışanların en çok hata yaptıkları saatler.Görme yeteneği azalır.

Gece 04.00-05.00:Trafik kazalarının en çok olduğu saatler.Sabaha karşı 04 ile 05 arası tansiyonun en düşük olduğu saatler.

FAALİYET ÇEŞİTLERİNE UYGUN SAATLER AÇISINDAN EŞREF SAAT

TIKA BASA KARIN DOYURMAK İÇİN
En iyi Zaman:Vücudun,yiyecekleri yağa dönüştürmesi olasılığının en az olduğu sabah saatleri.
En Kötü Zaman:Metabolizmanın yavaşladığı gecenin geç saatleri.

İÇKİ İÇMEK İÇİN
En İyi Zaman:Akşamın erken saatleri.Alkol size daha sert gelebilir,ama fazla etkilemez.
En Kötü Zaman:Saat sabahın 2.00'siyle 6.00'sı arasında,alkolün zihinsel faaliyetleri en fazla etkilediği dönem.

JİMNASTİK YAPMAK İÇİN
En İyi Zaman:Vücudun dayanma gücünün en yüksek olduğu ikindi saatleri.
En Kötü Zaman:Vücut ısısının en düşük olduğu sabahın erken saatleri

DİŞ HEKİMİNE GÖRÜNMEK İ,ÇİN
En iyi Zaman:Ağrıyı hissetme duyusununen zayıf olduğu öğle saatleri.
En Kötü Zaman:Ağrıya karşı duyarlılığın en yüksek olduğu akşam saatleri.

HESAP YAPMAK İÇİN
En İyi Zaman:Matemetik yeteneğinin en yüksek olduğu sabahın geç saatleri 10-11 arası(öğleye doğru).
En Kötü Zaman:Öğleden sonra 15.00 ile 18.00 arası.


KAYNAK:INTERNATIONAL MEDICAL PUBLISHING

11 Şubat 2010 Perşembe

Cinsel İşlev Bozukluğu II

CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU OLUP OLMADIĞI NASIL ANLAŞILIR?
Cinsel işlev bozukluğu,ancak yapılan muayene ve testlerle teşhis edilebilir.Bu yüzden,bu alanda uzmanlaşmış sağlık ekibine başvurarak problemi anlatmak ve tedavi arayışına girmek en doğrusudur.Teşhis ve tedaviyi etkilememek için sorun açıkça anlatılmalı ve hiç bir bilgi saklanmamalıdır.Hastadan edinilen bilgiler ve fizik muayene ile teşhis konabilse de
bazı testler yapılması gerekebilir..
TEDAVİ
GENEL iLKELER
1:Cinsel baskıların azaltılması ve eşler arası iletişimin arttırılması.

2:Cinsel davranış yelpazesinin geliştirilmesi(çeşitli cinsel yakınlaşma biçimlerinin denemesi).
CİNSEL BİRLEŞME YASAĞI
Tedavinin başında uğrayacakları hayal kırıklıkları ilerlemelerini olumsuz etkileyebileceğinden ve ayrıca çiftlerin cinsel güvenlerinin gelişimi için basamakları bir yol izleyerek zaman tanınması amacı ile belli bir aşamaya gelen kadar eşlere ilişki yasaklanır.
Gevşeme egzersizleri.
Hayal kurma egzersizleri
HORMON VE İLAÇ TEDAVİSİ
1:Östrojen Replasman Tedavisi
Eksilen östrojeni(dişilik hormonu)dışarıdan tamamlanır
2:testestoron
Özellikle testesteron seviyesi düşük kadınlarda kullanılabilir.
3:Prostoglandin El
Damar genişletici etkisi ile klitoris ve vajinada kan dolaşımını arttıracağı düşünülmekte.
4:Alprostadil
Kan dolaşımını,vajinal ıslaklığı ve uyarılmayı arrttırmaktadır.Krem formları üzerinde klinik çalışmalar sürmektedir.
5:Fentolamin
Düz kas gevşemesini sağladığı ve buna bağlı olarak klitoral sertleşme,vajinal genişleme ve ıslaklığı arttırdığı düşünülmektedir.
6:Sildenafil
Erkek cinsel işlevleri üzerindeki etkisi fark edildikten sonra bu alanda oldukça popüler olan sildenafil halen yoğun olarak kullanılmaktadır.
KLİTORAL VAKUM CİHAZI
Cinsel organlardaki kan dolaşımının yetersizliğine bağlı cinsel işlev bozukluğunu tedavi etmek amacıyla tasarlanan klitoral vakum cihazı,klitoristeki kan dolaşımını ve düz kas oranını arttırmada yarar sağlar.
PSİKOLOJİK DANIŞMA
Cinsel işlec bozukluğu yaşayan hastalar ve partnerlarında çeşitli psiko-sozyal sorunlar da görülebilir.Bu psiko-sosyal sorunlar cinsel işlev bozukluğunda kimi zaman sebep,kimi zamn da sonuç olarak karşımıza çıkar.Cinsel yaşamdaki aksaklıklar çiftler arasında sürtüşmelere ve ilişkilerin bozulmasına yol açabilir.Cinsel işlev bozukluğuyla başvuran çiftlerde psikolojik ve sosyal sorgulama sonucunda psikoterapi ve cinsel terapi uygulanması gerekebilir.Psikolojik danışma ve terapi desteği,problemin tanımlanmsı ve çözümünde yardımcı olmasının yanısıra,hastaya ve partnere sorunla baş edebilmesinde katkı sağlaması açısından önemlidir.
CİNSEL TERAPİ
Cinsel terapi,bazı insanların cinsel sorunlarını ve bunların temelinde yatan kişisel deneyleri anlamalarını ve bu şeklide bu insanların kendi kendilerine yardımcı olmalarını sağlar.

8 Şubat 2010 Pazartesi

Kadınlarda Cinsel Fonksiyon Bozuklukları

Kadın seksüel fonksiyon bozukluğu biyolojik ve psikososyal problemleri içeren çok yönlü bir sorundur.Yapılan istatiksel çalışmalarda erkeklerde cinsel fonksiyon bozukluğu görülme sıklığı %31 iken,kadınlarda % 43 olarak saptanmıştır.Yine aynı çalışmaya göre evli kadınlarda daha çok sorun görüldüğü saptanmıştır.Eğitim düzeyi ile de sorun yaşama oranının doğru arantılı olduğu bildirilmiştir.düşük sosyo ekeonomik düzey de cinsel fonksiyonları olumsuz yönde etkilemektedir.Tecavüz,cinsel taciz gibi travmatik bir cinsel olay yaşıyan kadınlarda uyarılma sorunları ortaya çıkmakta ve bu gibi olayların cinsel fonksiyonlar üzerine uzun yıllar süren olumsuz etkileri olabilmektedir.
CİNSEL FONKSİYON BOZUKLUKLARIN SINIFLANDIRILMASI
CİNSEL İSTEK (ARZU) BOZUKLUĞU
1:Azalmış Cinsel İstek:Sevamlı veya tekrarlayan dönemlerde cinsel fantezilerin veya düşüncelerin ve/veya cinsel aktiviteye karşı ilginin azalmasıdır.Eclilikte oluşan sorunlar,katı dini inaçlar,cinsel kimlik sorunları,cinsel fobiler,gebelik veya cinsel yolla bulaşan hastalık korkusu,depresyon yaşla veya çekicilikle ilgili endişeler,eşin cinsel beceri eksikliği gibi nedenlere bağlı olabileceği gibi çeşitli hormon yetmezliklerinde de oluşabilir.
2:Cinsel İğrenme(Tiksinti)Devamlı veye tekrarlayan dönemlerde bir cinsel eş ile genital ilişki kurmaktan aşırı tiksinti duyma ve bundan tümüyle kaçınma olarak tanımlanır.Nedenleri çeşitli cinsel travmalar ve korkular,katı dini inançlar,eşin cinsel ilişki sırasındaki tutumlarına yönelik rahatsızlıklar olabilir.
CİNSEL UYARILMA BOZUKLUĞU
Devamlı veya tekrarlayan dönemlerde seksüel heyacanlanmanın oluşmaması veya sürdürülmemesi durumudur.
CİNSEL AĞRI BOZUKLUKLARI
1:Ağrılı Cinsel İlişki:Cinsel ilişkiye bağlı devamlı veya tekrarlayan dönemlerde ağrı olmasıdır.Vaginal enfeksiyon,yaşa bağlı vaginal hücre kaybı(menopoz döneminde hormon kaybına bağlı olarak vajina elastikiyetini kaybeder) gibi nedenlerle olabileceği gibi psikolojik faktörlerle de gelişebilir.Vajinusmusun hafif formu olarak düşünülebilir.
2:Vajinusmus:Penisin vajene girmesiyle ilişkili olarak vajinanın dış 1/3'lük kaslarının istemsiz olarak kasılmasının devamlı veya tekrarlayan aralıklarla olması ile kişinin duyduğu strestir.Vajinusmuslu kadınlar genelde çocuksu özellikler gösteren,korkuları nedeni ile kırılgan,kızgınlığını dışa vuramayan,cinsel açıdan tecrübesiz kadınlardır.Eşleri ,nazik,kibar ve pasiftir.Nedenleri arasında;baskıcı otoriter baba,zayıf güçsüz anne,cinsel şiddet,yanlış bilgi ve inanışlar,gebelik korkusu sayılabilir.
KADINDA SEKSÜEL FONKSİYON BOZUKLUKLARININ NEDENLERİ
1:Damarsal Nedenler:Vajinayı besleyen kan damarlarında oluşabilecek damar tıkanıklıklarında seksüel fonksiyon kaybı oluşabilir.İleri yaş,menopozda östrojen(kadınlık hormonu)seviyesinin düşmesi,sigara,şeker hastalığı,kalça kırıkları gibi nedenler damarsal problemler oluşturarak seksüel fonksiyon bozukluğuna yol açabilir.
2:Sinirsel nedenler:Omurga yaralanmaları kadında vajinayı uyaran sinirlerde harabiyete yol açarak fonksiyon bozukluğu yaratabilir.
3:Hormonal Nedenler:çeşitli sinir sistemi hastalıkları sonucu hormon yapımının azalması,yumurtalıkların ameliyatla alınması,hormon üretimini bozan ilaç kullanımı,menopoz,çeşitli doğum kontrol hapları seksüel fonksiyon bozukluğu yaratabilir.Östrojen azalmasına bağlı olarak en çok cinsel istek azlığı ve vajinada kuruluk görülebilir.
4:İlaçlar:herhangi başka hastalıklar nedeni ile kullanılan bazı ilaçlar yan etki olarak seksüel fonksiyon bozukluğu saptanabilir.(Tansiyon ilaçları,antideprasan ilaçlar,kemoterapi ilaçları, vs..)


TAKİP EDEN KONU:CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU OLUP OLMADIĞI NASIL ANLAŞILIR?